Daha önceleri yayınladığımız bir videoda Alman siyasi birliğinin nasıl Bismarck önderliğinde sağlandığını anlatmıştık. Ancak o videoda vaktinde Almanya coğrafyasının böylesine parçalı bir siyasi yapıya nasıl geldiğini anlatmamıştık. Bu videoda ise o videoda anlatmadığımız kısmı, feodalitenin Alman siyasi dünyasını nasıl paramparça ettiğini anlatıyoruz. Peki, Kutsal Roma İmparatorluğunda feodal sistem nasıl oluştu? Vassallar neye göre atandı? Gelin videonun devamında hep beraber öğrenelim.
(intro)
Kavimler göçünün ardından Avrupa monarşileri yeniden şekillenmekteydi. Hunların eski gücünü yitirmesi ile birlikte Batı Avrupa’da Karolenj Devleti büyümeye başlamıştı. Frankların kralı Şarlman devleti o kadar büyütmüştü ki onu imparatorluk seviyesine yükseltmişti. Daha sonra Şarlman’ın imparatorluğu torunlarının yönettiği üç krallığa bölündü. Francia Orientalis yani Doğu Fransa bugünkü Batı Almanya topraklarıydı. Francia Media yani Orta Fransa ise Benelüks, Kuzey İtalya ve modern Doğu Fransa’yı içermekteydi. Francia Occidentalis yani Batı Fransa ise modern Batı Fransa topraklarını içeriyordu. Doğu Fransa yani Louis’nin Krallığı’nda insanlar Cermen dilleri konuşmaktaydı. İlerleyen yıllarda bu krallık bir Alman Krallığına dönüşmüş vaziyetteydi. Kral ise kabilelerin soylularından oluşan bir birlik tarafından oylama ile seçilir, babadan oğula geçmezdi. Avrupa’daki pek çok monarşide bu şekilde yönetim farkları mevcuttu. Monarşi her zaman saltanat anlamına gelmezdi, oylama ve hanedanlık yöntemleri monarşilerin iki önemli seçim yöntemiydi.
Avrupa’da kısa sürede yaşanan askeri değişimler, süvarilerin ağır zırhlı şövalyelerden oluşmasıyla devam ediyordu. Ancak sıradan halk bu teçhizata sahip olacak ekonomik güce sahip değildi. Bunun üzerine krallar askeri başarılarının karşılığında savaş lordlarına fief denilen yurtluklar tahsis etmeye başladı. Bu yurtluklarda bu askerler köylülere tarım işi yaptırabiliyor ve tahsilatını buradan karşılıyorlardı. Osmanlıdaki tımar sisteminin birebir aynısıydı yani başlarda. Ancak Osmanlıda merkezi otoriteyi sarsmayan bu sistem Avrupa’da merkezi otoriteyi feci şekilde sarsacaktı. Hükümdarlar savaş lordlarına yurtlukları veriyor ve onları vassal ilan ediyordu. Böylece her bir savaş lordu bir soylu sayılmaya başlıyordu. Yetmezmiş gibi bu vassallar da kendi vassallarını edinmeye başlamışlardı. Vassal’ın vassalı vassala vergi ödüyor, vassal da hükümdara vergi ödüyordu. Böylece tarıma elverişli Alman topraklarının büyük çoğunluğu vassal yönetimlere bölünmeye başladı. Hükümdar hâlâ oylama ile seçiliyordu ve bazı soylular kendisini Kutsal Roma İmparatoru seçtirmek için çabalıyordu. Bunun için soylu sınıfın takdirini kazanmaları gerekiyordu. Bu sebeple de vassallara türlü türlü imtiyazlar tanımaya başladılar. Bu da vassalların yerini daha da sağlamlaştırması ve merkezi otoritenin değerini yitirmesiyle sonuçlanmaya başladı.
Kutsal Roma İmparatorluğunda yeni bir vassallık sistemine de geçilmişti. Papa ile İmparatorluğun arası limoniydi. Normalde piskoposlar Papalık tarafından atanırken Kutsal Roma İmparatoru kendi yönetimi altındaki kiliselere kendi kararıyla piskoposlar atamaktaydı. Üstelik bu atanan piskoposlara savaş lordu olan vassallara benzer şekilde imtiyazlar vermekteydi. Ancak imparator dini vassallardan çok daha memnundu çünkü piskoposlar evlenemediği için vassalda bir hanedan oluşmuyor ve kendi otoritesine karşı büyük bir güç oluşmuyordu. Ancak 12. yüzyıldan itibaren Akdeniz’deki Müslüman otoritesi azalmaya başlayınca Papalık’ın güvenlikle ilgili Kutsal Roma İmparatoruna bağlılığı azaldı ve dengeler değişti. İmparatorun atadığı piskoposları aziz ilan etme imtiyazı başlatmasıyla birlikte Papa, atanan piskoposları da kendi tarafına çekmeyi başardı ve İmparator’un merkezi otoriteyi sağlamak için kukla vassallar olarak kullandığı piskoposlar etkisini yitirmeye başladı. İmparator IV. Henry’nin Milano’ya atadığı başpiskopos Papa VII. Gregory tarafından onaylanmadı ve Papa, İmparator’un piskopos atama yetkisine meydan okudu. Bunun üzerine İmparator Papa’ya itaat etmeyeceğini ilan etti. Papa buna karşılık olarak IV. Henry’i afaroz etti. Sonrasında halktan destek göremeyen İmparator Papa’dan aman dileyip afarozu kaldırtsa da 13. yüzyıl boyunca Papalık ile İmparatorluk arasındaki gerilim devam etti. Sürekli küçük çaplı savaşlar yaşandı. Bu savaşlarda yer alan askerlerin ücretleri yine vassallıkların arttırılan imtiyazı ile verildi ve Alman toprakları geri dönüşü olmayan bir parçalanma sürecine girdi. Vassallar şehirler üzerinde tam hakimiyet elde etti.
Kutsal Roma İmparatorluğunda Staufer hanedanının çöküşüyle birlikte vassallar artık gerçek hakimiyete tam anlamıyla sahiplerdi. 1356’da Lüksemburg Hanedanı’ndan İmparator Charles Altın Boğa fermanını imzalayarak Kutsal Roma İmparatoru unvanını seçimle gelen tamamen sembolik bir unvana dönüştürmüş oldu. Artık Kutsal Roma İmparatorluğunu parçalanmış olmaktan çıkarmak için herhangi bir gerekçe kalmamıştı. Vassallar son derece imtiyazlıydı ve kimse soyluluğunu yitirmek istemiyordu. İşler bazen çok daha ileri gitti. Örneğin İmparatorluğun kuzeyindeki vassal şehirler Hansa Birliği adında ticari bir örgüt kurdular ve bu örgüt bağımsız bir devlet gibi davranmaya başladı. Vassallar kendi iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde ise İmparatorluğa bağlıydı. Halbuki Hansa Birliği ticari çıkarlarını gözetmek için İmparatordan bağımsız olarak Danimarka ile savaşlar yapıyordu.
Habsburg Hanedanı’nın gelişiyle birlikte işler biraz da olsa değişmeye başladı. Merkezi otoriteyi güçlendirici adımlar atan Habsburglar özellikle Osmanlılar ve Fransızlar ile savaşarak İmparatorluğun tek bir devlet gibi olduğu inancını pekiştirmeye yönelik adımlar attı. Aynı zamanda evlilikler gibi çeşitli siyasi olaylarla pek çok krallığın yönetimini kendilerine bağladılar. Ta ki Napolyon’un yükselişine kadar. Geri kalan hikayeyi Alman Siyasi Birliği Nasıl Sağlandı videomuzdan biliyorsunuz zaten.
İşte Almanya bu sebeplerden ötürü parçalanmış ve uzun süre bu şekilde parçalı kalmıştı. Böylece bir videomuzun daha sonuna gelmiş olduk. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.
0 Yorum