Kuantum evreni aslında o bildiğimiz sayılardan işlemlerden ibaret sıkıcı klasik fiziği düşününce bir bilimin gelebileceği en olağanüstü seviyedir. Gözümüzle gördüklerimizden,dokunabildiklerimizden hatta hissettiklerimizden öteye gider bu evren. “ya başımı alıp bambaşka bir evrene ışınlansam keşke” dediğimiz yer tam olarak burası aslında makro boyuttan mikroboyuta geçerken mucizelere tanıklık edeceksiniz. Peki nedir bu kadar büyülenerek anlattığımız kuantum evreni…
Aslında en basit şekilde foton dediğimiz ışık demetleri ikizler burcu gibi davranıyor evet bu kadar kuantumun tüm olayı bu işte…
Tabii ki işler burada tuhaflaşmıyor. Einsteın’ın o ünlü sözü aklımıza geliyor “tanrı zar atmaz”
Tarihler 24 kasım 1803 ü gösterirken İngiliz fizikçi Thomas Young bugüne dek yalnızca parçaçık olduğu bilinen ışık için devrim niteliğinde bir deney yapacaktı. Çift yarık deneyi diğer bir deyişle de young deneyi olarak ismini günümüze kadar taşıyacaktı. Young aslında tesadüfi olarak kuantum dünyasının içine düştü, onun asıl merak ettiği şey nasıl gördüğümüzdü. Göz içine giren ışık demetleri sayesinde görürdü peki ama parçaçık olan ışık bunu nasıl sağlıyordu? Vee işte bu soru ile kendisini kuantum dünyasının içinde buldu.
Young’ın gözlerimizden başlayan hikayesi devam ediyordu. Eğer görüyorsak vardır görmüyorsak yoktur bakış açısı sona eriyordu bakarken parçacık gördüğümüz bakmıyorken dalga gibi davranabiliyordu, 1800 yılında Young bu düşüncesini bir makale ile yayımladı, ışığın yalnızca parçacık değil dalga yapısı da olduğunu söyledi. Sonuçlar ise pek beklediği gibi olmadı çünkü fizik uygulama istiyordu teoriler kanıtlanmalıydı ve bu teorisini kanıtlayacak bir deney geliştirmesi gerekiyordu. Hemen kolları sıvayan Young 24 kasım 1803 tarihinde kraliyet bilim topluluğunun bir toplantısına küçükken annemizin bizi maşrapayla döve döve yıkadığı leğenini alıp gelmişti. Tüm perdelerin kapatılmasını istedikten sonra elinde ki leğene üstüne iki delik açılmış bir tahta yerleştirdi. Elin de ki perdelerden birine iğne ile iki yarık açtı hemen önüne bir perde daha yerleştirdi. Eğer ışık o güne dek bilindiği gibi parçaçık yapıda ise iç kısımda ki perdemiz de mükemmel görüntüler oluşması gerekiyordu. Ancak o perde de bu adam hile yapıyor bunlar gerçek değil dedirten şey oldu perde de su ve ses dalgalarında olduğu gibi dalgalar oluşmuştu. Üstelemek başarının en temel unsurudur kapıyı yeterince ısrarla çalarsanız birini uyandıracağınızdan emin olabilirsiniz. Young hayatını kaybedene dek ışığın dalga teorisi ile ilgili çalışmalarına devam etti… Onun omuzları üzerinde yükselen binlercesi için bir sonra ki kuantum evreni hikayemiz de görüşmek üzere…