Işığın ve Gölgenin Ressamı Rembrandt: ‘Savurgan Oğlun Dönüşü’ | Aklın Gölgesi | Bilim, Sanat, Tarih, Psikoloji vs.

Işığın ve Gölgenin Ressamı Rembrandt: ‘Savurgan Oğlun Dönüşü’

3 dk


“Savurgan Oğlun Dönüşü” Rembrandt – 1669

“Şimdi bunu kutlamak ve sevinmek uygun oldu, çünkü kardeşin öldü ve yeniden canlandı. Kayboldu ve bulundu” (Luka, 15:11-32)

Rembrandt’ın kendi yaptığı otoportresi – 1660
(Metropolitan Museum of Art, New York City)

Işık ve gölge oyunlarının ressamı Rembrandt, Hollanda Altın Çağı’nın en büyük ressamlarından biriydi.

1606’da orta sınıf bir değirmenci ailesinde doğan sanatçı, büyük başarılar aramak için evinden ayrıldı ve o gün ona göre büyük sayılabilecek şehre, Amsterdam’a gitti. Üstün yeteneği onun hemen farkedilmesini sağladı ve şehrin zengin tüccarlarının, gemi yapımcılarının, politikacıların portrelerini yapmaya başladı.

Bu resimler ona ilk yıllarında hem büyük bir itibar hemde gelir kazandırdı. Portre ressamcısı olarak bu kadar ünlenmesine karşın ona ilham veren hep İncildeki hikayelerdi. Bu yazımda bahsedeceğim eserde Rembrandt’ın ve daha bir çok sanatçının ilham aldığı, Luka incilinde (15:11-32) geçen ‘Savurgan Oğlun Dönüşü’ hikayesinin konusu işlenmiş.

“Savurgan Oğlun Dönüşü” Rembrandt’ın ölümünden kısa bir süre önce tamamladığı son büyük eseridir. Büyük diyorum çünkü eser 262×205 cm. Oldukça devasa büyüklükteki eserde figürler gerçek insan boyutlarında resmedilmiş. Çoğu eleştirmen bu eseri tüm zamanların en büyük resmi olarak nitelendirmiş. Şuan St. Petersburg’daki Hermitage Müzesinde sergileniyor.

‘ Savurgan Oğlun Dönüşü’ hikayesi İncilde geçen hikayelerden en bilinenidir. Hikaye baba ve iki oğlu arasında geçer. Bir gün küçük olan oğul babasına, mirastan kendine düşen payı vermesini ister. Bunun üzerine baba mirasını iki kardeşe eşit bir şekilde paylaştırır. Payını alan küçük oğul evden ayrılır ve uzak bir ülkeye gider.

Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur eder. Küçük kardeş her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş gösterir ve o da yokluk çekmeye başlar, çaresizce fakirleşir ve domuz çobanı olarak çalışmaya başlar. Baktığı domuzların yemeğini kıskanacak noktaya geldiğinde nihayet aklını başına gelir ve şöyle der:

“Babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum. Kalkıp babamın yanına döneceğim ve ona, ‘Baba!’ diyeceğim, ‘Tanrı’ya ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layıkdeğilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.”

Küçük oğul ayağa kalkar ve doğru babasına gider. Babası oğlunun gelişini uzaktan görür ve onu karşılamak için koşar. Oğlunu şefkatle kucaklar, boynuna sarılır ve öper.

Oğlu ona ‘Baba! Tanrı’ya ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.‘ der.

Babası ise kölelerine, ‘Çabuk, en iyi kaftanı getirip ona giydirin! Parmağına bir yüzük takın, ayaklarına çarık giydirin! Besili danayı getirip kesin, yiyelim ve eğlenelim. Çünkü benim bu oğlum ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu.’ der.

Tarlada iş başında olan büyük oğul kutlama sesini duyar, gelir. Küçük erkek kardeşinin dönüşü anlatılır. Ama o hiç etkilenmez ve sinirlenir, babasına:

‘Bak, bunca yıl senin için köle gibi çalıştım, hiçbir zaman buyruğundan çıkmadım. Ne var ki sen bana, arkadaşlarımla eğleneyim diye hiçbir zaman bir oğlak bile vermedin. Oysa senin malını fahişelerle yiyen şu oğlun eve dönünce, onun için besili danayı kestin.’ der.

Babası ise oğluna şu şekilde cevap verir:

Yazının devamı sanatkarnavali.com‘da


Sizin Tepkiniz Nedir?

Üzgün Üzgün
8
Üzgün
Kızgın Kızgın
7
Kızgın
Hahaha Hahaha
5
Hahaha
Beğendim Beğendim
4
Beğendim
İnanılmaz İnanılmaz
2
İnanılmaz
Sevdim Sevdim
1
Sevdim
Beğenmedim Beğenmedim
13
Beğenmedim
Sanat Karnavalı
Sanat Karnavalı, 2019’un Nisan ayında sosyal medyada yer almaya başlayan Türkiye’den ve dünyadan güncel sanat haberlerini, çeşitli röportajları, biyografileri, sanat ve tarih alanında tüm merak edilenleri, ilgili olan insanlara ulaştırarak, sanatı sevdirmek ve sanatın Türkiye’deki değerini ve yerini arttırmak amacıyla kurulmuş bir kültür – sanat platformudur. Ailemizin tamamı araştırmayı, öğrenmeyi, paylaşmayı seven gönüllü yazarlardan oluşmakta. Sanat Karnavalı, M. Kemal Atatürk’ün: “Milletimizin, güzel sanatlara sevgisini her türlü vasıta ve tedbirle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.” felsefesini ilke ediniyor. Bu bağlamda, ailemizde siz değerli sanatsever dostlarımızı gerek önerileriyle gerekse eleştirileriyle aramızda görmekten mutluluk duyarız. Sanatın, hayatınızın her noktasında olması dileğiyle. Sevgiyle ve Sanatla Kalın.

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Yazı Formatı Seçiniz
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Video
Youtube and Vimeo Embeds