Geçmişten Günümüze JAPONYA İMPARATORLUĞU’nun Tarihi

4 dk


Kitap Okumak – Japonya

Teknoloji – Japonya

Uzun Yaşam – Japonya

Atom Bombası – Japonya

Anime – Japonya

Suşi – Japonya

İşte bu tabirler adeta Japonya ile bütünleşmiş olan ifadeler. Ve bunların yanında daha birçok kendine özgü kültür ve medeniyeti olan Japonya’nın meraklıları için kısaca tarihini hazırladık. Bakalım bu çekik gözlü kısa boylu çalışkan insanların tarihleri nasılmış?

Japonya tarihi antik zamanların şehir devletlerinin modern Japon ulus devletine ulaşacak şekilde coğrafi ve sosyal tarihini anlatmaktadır.

Son buz devrinden sonra yani Milattan Önce 12000’li yıllardan sonra Japonya coğrafyasının zengin ekosistemi insan yaşamını destekler nitelikteydi.  Japonya’da bulunan en erken çömlek Jömon dönemine yani en geç mö. 350 yılına aittir. Japonya’yı gösteren ilk yazılı belge ise “Book of Han” olup Çin’de Han Hanedanlığı döneminde yazılmıştır.

Japonya´nın ilk sakinlerinin Doğu Asya ve Güney Pasifik adalarından gelen göçmenler olduğu sanılmaktadır. Japon halkının atalarının şimdi Yamato ırkı diye bilinen ve M.S. 3 ve 4. asırda savaşçı kabileler ve klanlar üzerine giderek üstünlük kuran aynı ırka ait insanlar olduğu zannedilmektedir.

Dördüncü yüzyılın sonunda Japonya ve Kore Yarımadasındaki krallıklar arasında temas kurulmuştu. Bu tarihten sonra Japonya´da Çin´in kültür etkileri görüldü. Önce Konfüçyüs dini ve sonra Budizm, Hindistan, Çin, Kore yoluyla 538 yılında Japonya’ya girmişti.

Ülkenin ilk ve devamlı hükumet merkezi 8. yüzyılın başında Nara´da kuruldu. 710 ile 784 yılları arasında 74 sene bu imparatorluk devam etti. 794 yılında ise Kyoto´da yeni bir hükumet merkezi kuruldu. Burası bin yıl kadar imparatorun oturduğu yer olmuştur. Başkentin Kyoto´ya taşınması, 1192 yılına kadar devam etmiş olan Heian devrinin başlangıcı olmuştur.

1185 yılında Danoura Savaşında Minamotolar rakip Taira Kralını yok ederek galip gelmişlerdir. Minemotoların iktidarı ele geçirmesi, Shogun denilen askeri liderler idaresi altında yedi asırlık bir feodal hakimiyet devrinin başlangıcı olmuştur. 1192 yılında Minamotolar hükumet merkezini Tokyo yakınındaki Kamakura´ya kurdular.

1213 yılında iktidar Minamotolardan, 1333 yılına kadar askeri yönetimi sürdüren Hogoların eline geçti. Bu dönemde Moğollar, 1274 ve 1281 yıllarında olmak üzere iki defa Kuzey Kyushu´ya saldırdılar. Her iki savaşta başarılı olamayan Moğollar, ayrıca meydana gelen tayfunların tesiri ile Japonya´dan çekildiler.

1333 ile 1338 yılları arasında görülen kısa süreli imparatorlukları, Ashikaga Takauji tarafından Kyoto´da Muromachi´de kurulan yeni bir askeri yönetim takip etti. Bu kurulan hükumet 1338´den 1578´e kadar iki yüz yıldan fazla bir süre devam ettirilmiştir.

16. yüzyılda Avrupalılar Japonya topraklarına ayak bastılar. Bu arada misyonerler, Hıristiyanlığı burada yaymaya çalıştılar. Bunun üzerine Japon liderleri Hıristiyanlığın ve batı düşüncelerinin Japonya için zararlı olacağına inandıkları için Hollanda ve Çin tüccarı haric olmak üzere bütün yabancıların Japonya´ya girişini yasakladılar. İki buçuk yüzyıl süresince Hollandalı tüccarların bulunduğu bu küçük ada, Japonya ile dış dünya arasında tek temas noktası olmuştur.

1853 yılında Amerikalı Komodor Matthev C.Perry dört gemiden meydana gelen donanmasıyla Tokyo Körfezine girmiş, ertesi yıl tekrar Japonya´ya gelerek, Japonları kendi ülkesiyle bir dostluk anlaşması imzalamaya ikna etmiştir. Bu anlaşmayı, aynı yıl içinde Rusya, Büyük Britanya ve Hollanda ile imzalanan anlaşmalar takip etmiştir. Bu anlaşmalar dört yıl sonra ticaret anlaşmalarına dönüşmüştür.

Tokogaua Shogunluğunun derebeylik sistemi 1867 yılında yıkılmasına kadar geçen on yıllık süre içinde büyük bir karışıklık hüküm sürmüş ve 1868 yılında Meigi döneminin tekrar teşkilatlanmasıyla bütün hakimiyet yeniden imparatorun eline geçmiştir.

İmparator Meigi´nin idaresinde japonya, batıda gelişmesi yüzyıllar süren şeyleri kısa bir sürede başarmaya koyulmuş, modern sanayileri, politik kuruluşları ve modern bir toplum modeli ile modern bir millet meydana getirmiştir. Japonya 1894-1895 yıllarında Çinlilerle, 1904 ve 1905 yıllarında da Ruslarla savaşmıştır. Japonya her iki savaşı da kazanarak 1875´te Rusya´ya verdiği Sahalin Adalarını geri almış, Formosa ve Kore´yi ele geçirmiş ve Mançurya´da bazı çıkarlar elde etmişti. 1920 yılında Japonya, Anglo-Japon Birleşmesi kararları gereğince Birinci Dünya Savaşına girmişti.

1937´de Japonya-Çin Savaşı başladı. Birinci Dünya Savaşında Almanlara karşı savaşan Japonya, 1939´da Almanya ve İtalya ile askeri bir ittifak kurdu ve 7 Aralık 1941´de Hawai Adalarına baskın yaparak Amerikan donanmasını ortadan kaldırdı. Savaşın ilk yıllarında üstün görünen Japonlar, sonraki yıllarda ağır kayıplara uğradılar. Amerikan uçaklarının 6 Ağustos 1945´te Hiroshima ve 9 Ağustosta Nagasaki´ye attıkları atom bombaları İkinci Dünya Savaşının neticesini belli etmişti. 14 Ağustos 1945´te kayıtsız şartsız teslim olmayı kabul eden Japonya ile 2 Eylül 1945´te resmi teslim anlaşması imzalandı.

1947 yılında Birleşik Devletler tarafından yeni bir anayasanın hazırlanması ve kabul edilmesi zorlandı. Bu anayasa sonucunda Japonya parlamenter monarşi halini aldı. 1951 yılı Eylül ayında Japonya 48 devletle San Francisko´da Barış Antlaşmasını imzaladı. 1952 yılı Nisan ayında yürürlüğe giren bu anlaşma ile Japonya tekrar istiklalini kazandı. Birleşik Devletler Japonya’yı 1952 yılına kadar kontrol altında tuttu. 1956 yılında ise Japonya 80. devlet olarak Birleşmiş milletlere tam üyeliğe kabul edilmiştir. Ve bu yıllardan yılından sonra Japonya oldukça yüksek ekonomik büyüme rakamlarına sahip olmaya başladı. Mühendislik, otomotiv, elektronikte dünya merkezi haline geldi. Ve bunların neticesi olarak Japonya, Sahip olduğu gelişmiş altyapı, yüksek yaşam kalitesi, ve en yüksek beklenen yaşam süresine sahip olmuştur. İmparator Shõwa 1989 yılında öldüğünden yerine büyük oğlu Akihito getirildi. 1990’larda Japonya için ekonomik durgunluk büyük bir sorundu ve 2011’de yaşanan tsunami sonucunda da ciddi ekonomik kayıplar yaşandı. Hatta Bu Tsunami sonucu nükleer santral büyük hasar görmüş olup, Sonucu Çernobilde ki gibi olabilecek büyük bir facianın eşiğinden dönülmüş olsa nükleer atığı içme suyu gibi yerlere karışması ciddi problemler doğrumuştur. Ve hadiseden 7 yıl sonra ilk defa 50 yaşında bir vatandaş radyasyona bağlı olarak hayatını kaybetmiştir.


Sizin Tepkiniz Nedir?

Üzgün Üzgün
5
Üzgün
Kızgın Kızgın
4
Kızgın
Hahaha Hahaha
2
Hahaha
Beğendim Beğendim
1
Beğendim
İnanılmaz İnanılmaz
13
İnanılmaz
Sevdim Sevdim
12
Sevdim
Beğenmedim Beğenmedim
10
Beğenmedim
Entel Bilgiç
Ağırlıklı olarak Osmanlı tarihi ile ilgilenen ve edindiği çeşitli bilgiler ışında sizleri bilgilendiren bir youtube kanalıdır.

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Yazı Formatı Seçiniz
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Video
Youtube and Vimeo Embeds