Hani bir söylence vardır, “biz böyle değildik” derler hep. Herkes kendi neslini över durur, kendinden sonraki nesilleri de iş bilmez, beceriksiz ve akılsız olarak addeder. Hep bir eskiyi övüş vardır. Yeni nesil hep kötüdür. Peki, gerçekten böyle bir şey var mı? Yani gerçekten her geçen gün, her yeni nesille beraber insanlık daha kötü bir yere mi gidiyor? Eğer böyle bir şey yoksa eski nesiller neden yeni nesil hakkında hep kötü düşünüyor? Böyle bir algıya sahip olmalarına sebep olan şey ne? Gelin bu konu hakkında biraz kafa yoralım.
(intro)
“Azizim, bizim zamanımızda böyle miydi? Şimdiki nesilde saygı kalmamış.” laflarını her genç duyar şu zamanlarda. Ama merak etmeyin aynı laflar şimdiki gençler yaşlanınca yeni gençlere söylenecek. Şu anda bu lafları söyleyenler de zamanında aynı sözleri gençliğinde işitmişti. “Biz böyle değildik!” Evet değildiler, olamazlardı da. Çünkü her neslin, her çağın kendine göre şartları var. Bir nesle göre gayet normal olan bir şey başka bir nesle göre oldukça garip olabilir. Çünkü onlar çocukluklarından beri bu şeyin normal veya garip olarak görüldüğü koşullara maruz kaldılar.
Nesiller arası farklar da çok çeşitli mesela. Saygı kavramı, iş yapma yöntemleri, fikir yapısı, her şey nesilden nesle değişiyor. Koca bir dünya değişiyor zaten, nesiller de değişmesin mi? Mesela bu çağda bir çocuk bir tarım makinesini kullanmayı beceremediği için eski nesil tarafından hor görülüyor. Ama işte onu hor gören nesil de zamanında bir tarım aletini kullanamadığı için hor görülmüştü. Makineleşmenin başlaması sırasında doğan bir çocuk, el ile kullanılan eski tip aletleri bilmediği için kullanamaması gayet normal değil mi? Ama aynı çocuk büyüyüp bir dede olduğunda dijitalleşmeyle büyüyen bir nesilden makineleri iyi kullanmasını bekliyor. Kısacası yeni nesli beğenmeme her neslin sorunu.
Sümer tabletlerinde bile yeni neslin saygısız olması vesair şeylerden şikâyet ediliyor. “Gençlik nereye gidiyor; yeni nesil tembel, bencil, saygısız ve ilgisiz.” yazan bu tabletler aslında asıl sorunun gençlikte olmadığını bize gösteriyor. Şayet gençlik nereye gidiyor endişesi doğru bir endişe olsaydı Sümerlerden bu yana bu kadar gelişmemiş olmamız gerekirdi. Demek ki mesele nesilde değil nesiller arası iletişimde. Peki, bu iletişimsizliğin üstesinden nasıl gelinecek? Öncelikle şunu söylemek lazım, nesiller birbirlerinin neler yaşadığından habersiz. Nesiller birbiri hakkında empati yapmadıkça birbirlerini tanıyamaz. Mesela 20. yüzyıl gençliğini ele alalım. Bu nesil iki büyük dünya savaşı ve bir soğuk savaş gördü, açlığa maruz kaldı. Onların zamanında dünya haritası yüzlerce kez değişti, siyasi arena çalkantılarla geçti. Oysa 21. Yüzyıl gençliği ne doğru dürüst bir savaş gördü, ne açlık yaşadı ne de bir devletin yıkılıp başka devletlerin kurulduğuna şahit oldu. 21. yüzyıl gençliğinin hayatı çok daha durağan geçti. İlgi alanları değişiklik gösterdi, dijital dünyaya geçilmesiyle becerileri değişti. Bu iki neslin birbirini anlaması zaten beklenemez. Eski nesil açlık gördüğünden temel gıda maddesi olan ekmeği kutsallaştırdı, yüceltti. Bu yüzden ekmeksiz sofra, sofra olarak görülmedi. Oysa yeni nesil ekmeğin hem fazla karbonhidrat içermesi hem de diğer gıda maddelerine ulaşılmasının kolaylaşması nedeniyle ekmeğe eski nesil kadar değer atfetmedi. Ama bu da şöyle bir sorunu beraberinde getirdi. Eski nesil bir ekmekle doyarken yeni nesil ekmeği bir yemek olarak bile görmedi. Eski nesil için refah düzeyinin üstünde olan koşullar, yeni nesil için açlık olarak görüldü. Bu iki neslin birbirini anlamasını nasıl beklersiniz?
Bu durumda yapılabilecek tek şey şunun farkında olmak, neslin kötü olduğu falan yok. Zaman akıp geçiyor; zamanla beraber koşullar, algılar değişiyor. Bir zamanların gençleri yetişkin olup kafa yapıları oturduğunda artık değişen koşullara uyum sağlayamıyorlar. Şimdiki gençler de 50 yıl sonra aynı durumda olacak. Son bir not olarak şunu da belirtmekte fayda var:
“Eğer şu an konuştuğumuzun aksine, bir nesil gerçekten kötü durumdaysa bunun sorumlusu o nesil değildir. Bir nesli kötülüğe itmenin suçlusu, o nesli yetiştiren nesildir.”
Böylece bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.