Hayatınızda girdiğiniz herhangi bir matematik sınavında illaki bir işlem hatası yapmışsınızdır. Mesela 33 ile 77’yi toplayıp 100 bulmuş olabilirsiniz. Yaptığınız bu hesaplama hatası size en fazla 5-10 puan kaybettirir. Peki, tarihteki her hesap hatası bu kadar basit miydi? Bir hesaplama hatası nelere sebep olabilirdi? Kaç kişinin ölümüne kaç yeni imparatorluğun kuruluşuna ve kaç kişinin yanlış tedavi edilmesine sebep olmuş olabilirdi hesaplama hataları? Gelin videonun devamında hep beraber öğrenelim.
(intro)
Hesaplama hatalarının en başında tabii ki Amerika’nın keşfi geliyor. Bir hesap hatası yepyeni bir kıtanın keşfedilmesine sebep olmuştu. Ancak bunu ayrı bir video olarak yayınlamıştık zaten, bu yüzden şimdiki videoyu daha fazla uzatmayalım aynı konuyla. Dileyenler kartlara tıklayarak videoya ulaşabilir.
Tarihteki önemli hesap hatalarından biri de ıspanaktaki demir miktarı. 1870 yılında Alman kimyager Erich von Wolf bir porsiyon ıspanak içerisindeki demir oranını başarıyla tespit etmiştir. Ancak bu tespitini notları arasına geçirirken, ufak bir nokta hatası yapmıştır: 100 gram ıspanak içerisinde 3.5 miligram demir olduğunu yazacak yerde, 35 miligram demir olduğunu yazmıştır. Yani noktayı unutmuştur. Bu da uzun bir süre ıspanağın demir açısından aşırı zengin olduğunu düşünmemize sebep oldu. Yalnız şunu da göz ardı etmeyelim, 35 miligram değil 3.5 miligram ama bu miktar bile oldukça zengin bir demir kaynağı olduğunu gösteriyor ıspanağın. Kırmızı etten bile daha fazla demir var ıspanağın içinde. Ancak sorun şu ki vücudumuz tarafından etteki demirin %20’si emilirken ıspanakta bu oran yalnızca %1,7’dir.
Gelelim başka bir hesaplama hatasına. Bu seferki hata da ölçü birimlerinin uyuşmaması yüzünden ortaya çıkmış. Mars İklim Uydusu’nun ateşleyicilerini üreten Lockhead Martin takımı, “metrik sistem” yerine, “inç” ölçüleriyle üretim yapmışlardı ve bunu NASA’ya söylemeyi unutmuşlardı. Bu yüzden 327,6 milyon dolara mal olan bu uyduyla olan iletişim koptu ve Mars Climate Orbiter uzay boşluğunda kayboldu. İletişim kesildiğinde Mars yörüngesine fazla yakın olduğundan bir süre sonra Mars zeminine çakıldığı düşünülüyor ancak uydunun parçaları henüz bulunamadı, yani yasal statüsü hâlâ kayıp şeklinde.
Yine bir ölçü birimi farklılığından kaynaklı hesaplama hatasıyla devam edelim. 1983’te Kanada Havayolları’na ait bir yolcu uçağının Gimli kasabası üzerinde yakıtı bitti. Kanada 1970’te metrik sisteme geçmişti ve bu, filonun metrik sistemi kullanan ilk uçağıydı. Uçağın yakıt göstergesi bozuktu. Mürettebat yakıt ikmali yapılırken ne kadar yakıt alacaklarını “yakıt çubuğuyla” ölçmüştü. Hesaplama doğru yapıldı ancak yakıt kilo üzerinden alınacakken 0.45kg’ye karşılık gelen pound üzerinden alındı. Bu yüzden uçağın yakıtı hesaplanandan çok daha önce bitti. Bu yüzden pilot uçağı ani bir şekilde indirmek zorunda kaldı. Pilot hiç yakıtı kalmayan uçağı güvenli bir şekilde Gimli’ye indirmeyi başardı.
Diğer bir hesaplama hatası ise hemen herkesin tanıdığı Hubble Uzay Teleskopu ile ilgili. Bu teleskop uzaya gönderilip de yeni fotoğrafları ilk defa yollamaya başladığında bir de baktılar ki çektiği görüntüler hiç de net değildi. Oysa böyle planlamamışlardı, hesaplarına göre oldukça net fotoğraflar elde etmeleri gerekirdi. Bunun üzerine NASA’daki çalışanlar hesaplamaları yeniden gözden geçirdiklerinde yaptıkları hatayı fark ettiler. Teleskobun ana aynasının çok fazla düz olmasından kaynaklı bir sorun vardı. Aslında 2.2 mikronluk yani insan saçının 50’de biri kadar bir kalınlık farkı vardı. Bu kadar küçük bir hatayı belki siz göz ardı edebilirsiniz ancak mevzu astronomik hesaplamalar olunca işler değişebiliyor. Daha sonra bu hata 1993’te Costar adlı bir araçla düzeltildi.
Başka bir hesaplama hatası birçok insanın ölümüne sebep olmuştu. Kutup kâşifi Robert Falcon Scott, 1910-1912 yılları arasında Güney Kutbu’na yaptığı yolculuk sırasında beraberindeki kişilerin ne kadar yiyeceğe ihtiyacı olacağı konusunda ölümcül bir hata yaptı. Ekip üyelerine günde 4500 kalorilik yiyecek verildi. Ancak bir şeyi unutmuştu: besinlerden aldığımız enerjinin çok büyük bir çoğunluğu vücut sıcaklığımızı korumak için harcanıyordu. Bu yüzden kutuplarda çok daha soğuk koşullarda hayatta kalmaya çalışacak bu insanların enerji ihtiyacı çok daha fazlaydı. Ekip üyeleri hedeflerine vardıklarında ve dönüşe geçtiklerinde 25’er kilo zayıflamıştı. Scott ve beraberindekiler açlıktan dolayı zayıf düştüler ve bu da normalden daha kısa bir sürede donarak ölmelerine yol açtı.
Coğrafyayla ilgili bir başka hesap hatasıyla devam edelim. Bu seferki hata Süveyş Kanalı’nın çok daha geç açılmasına sebep oldu. Napolyon, Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlamak için kuzeyden güneye uzanan bir kanalının inşasını düşündü ancak kanalın güney tarafındaki su yüksekliğinin kuzeyine göre 10 metre daha yüksekte olmasının kilitler ve su kaldıraçları kullanılma zorunluluğu gerektireceği dolayısıyla pahalı olacağı düşüncesiyle bundan vazgeçti. Bu yanlış varsayım Napolyon’un Mısır Seferi sırasında kendisine görev verilen Fransız Mühendis Le Pere’nin hatalı bir ölçüm yaparak Kızıldeniz’in Akdeniz’den 10 metre daha yüksek olduğunu söylemesine dayanıyordu, aslında Kızıldeniz ile Akdeniz arasında böyle bir yükseklik farkı yoktu. Zaten çok yakında tarih boyunca Süveyş Kanalı fikrinin nasıl geliştiğiyle ilgili bir video da yayınlayacağız. Çok yakında izleyeceksiniz.
Kısacası ufak bir virgül hatası, bir ölçü birimi uyuşmazlığı veya bir şeyleri hesaba katamama yüzünden bu şekilde tarihe yön vermişti. Yani bazı hesaplama hataları tarihe yön verebiliyordu. Böylece bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.
0 Yorum