ANİMASYONLARIN SERÜVENİ | 2D VE 3D ANİMASYON NASIL GELİŞTİ?

3 dk


Sinema sektörünün olmazsa olmazlarından animasyonlar nasıl hazırlanır? Hareketli resim de diyebileceğimiz 2D animasyonlar nasıl günümüzdeki gerçekçiliğine ulaşmıştır? Gelin animasyonların serüvenine doğru bir yolculuğa çıkalım.

İlk olarak animasyon kelimesinin kökenine bakalım. Animasyon Fransızca ve İngilizce animation yani “canlandırma” fiilinden alıntıdır. Fransızca fiil, Latince aynı anlama gelen animatio sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince animare “canlandırmak, hayat vermek” fiilinden türetilmiştir. Latince fiil, Latince anima “nefes, ruh, can” sözcüğünden türetilmiştir.

Günümüz sinemasının en vazgeçilmez ögelerinden biri olan “animasyon” bir başka deyişle “Canlandırma Sineması”; resim ya da nesnelerin hareketli ve canlı oldukları yanılsamasını uyandıracak biçimde düzenlenmesi işlemidir. Animasyonun ilk örnekleri, resimleri hareket ediyormuş gibi gösteren bazı oyuncaklar şeklinde, 19. yüzyılın başlarında görülür. Bunlardan en eskisi, “Thaumatrope” adı verilen oldukça basit bir oyuncaktı. Bu oyuncak, iki yüzünde birer resim olan, yanlarından iplere bağlı bir diskti ve ipler parmakların arasında çevrildiği zaman bu iki resim birbirinin ardı sıra gözün önünden geçerek hareket eden tek bir resimmiş gibi görünmekteydi.

Animasyon sinemanın başlangıcından itibaren onunla birliktedir, bir başka deyişle varlığı 1800’lerin sonuna dayanır. O zamanlarda duraklı çekim yöntemi kullanılmaktadır ve bu yöntemde çekim sırasında kamera durdurulmakta, filme alınan nesne eklenmekte ya da uzaklaştırılmakta ve daha sonra çekim devam ettirilmektedir. 1907’de Stuart Blackstone, duraklı çekim tekniğini kullanarak “Humorous Phases of Funny Faces” adlı animasyon filmini yapmıştır. Bu tarihten itibaren bu teknikle birkaç tane daha animasyon çekilmiştir. Ancak 1914 yılı animasyon tarihinde bir dönüm noktasıdır. Earl Hurd 1914 ‘te cel animasyonu kullanmaya başlamıştır. Bu yöntemde kareler tek tek çizilerek çizgi testinden geçirilir. Daha sonra ara kareler çizilerek temize çekilir.

1928- 1938 yılları arasında çizgi film bir sinema eğlence aracı olarak olağanüstü bir gelişim gösterir. Animasyonun 10 yıl gibi kısa bir sürede sinemaya taşınarak sesli filmlerin üretilmeye başlamasıyla, Walt Disney yapımı filmler öne çıkar. Masal kahramanlarının sinemadaki yerini, animasyonlar almıştır: Bu filmler arasında  “Micky Mouse”, “Donald Duck”, “Silly Symphonies” ve ilk sesli çizgi film “Steamboat Willie” sayılabilir. Renkli ve kısa filmler dalında Oscar kazanan ilk film “Flowers and Trees” ve ilk uzun metrajlı film olan “Snow White and the Seven Dwarfs” bu dönemin diğer filmlerindendir.

1930’larda Alexander Alexeieff ve Claire Parker iğneli perde animasyonu adı verilen, iki milyon başsız toplu iğnenin gölgesinden yararlanarak hazırladıkları yeni bir animasyon tekniği kullanır. Hazırlamanın zorluğu nedeni ile az sayıda film üretilmiştir. Bu örneklerden biri “Night on Bald Mountain”dır.Bir diğer yöntem olan, görüntü öğeleri üzerinde çalışma tekniği dekorların ve sanatçıların kare kare fotoğraflarının çekilerek hareket görüntüsü yaratılmasıdır. Hareketler genellikle gülünç ve aşırı hızlıdır. 1952’de  Norman Mc Laren, Oscar kazandığı kısa dizi filmi ‘Neighbours’u bu teknikle hazırlamıştır.

Dijital animasyon ise, cel animasyonun bir uzantısı olarak günümüzün en önemli animasyon yöntemidir. Bilgisayarla canlandırmanın son derece ayrıntılı işlemleri temelde canlandırma sineması ile aynı ilkelere dayanır. Animatör her şeyden önce arzu edilen modelin bir şeklini yapar. Çizilen model genellikle bilgisayar ekranında telden bir iskeleti andıran poligon ağlarından oluşmuş üç boyutlu nesne şeklindedir. Stephen Spielberg’in “Jurassic Park”‘ı ve “Death Becomes Her”ı bu yöntemin ilk örnekleridir. 1980’li yılların ortasından itibaren Walt Disney’den de aldığı destekle dijital animasyon endüstrisinin içerisine giren P.I.X.A.R. bu alanda devrim sayılabilecek projelerin altına imza atar. “Toy Story”, “Toy Story 2″ ,”Finding Nemo” , “The Incredibles” PIXAR’ın animasyon sinemasına rekorlar kırarak öncülük ettiği filmler arasındadır. Pixar, ürettiği Marionette, Ringmaster ve Render-Man gibi yazılımlarla; ışıklandırma, modelleme, canlandırma ve fotoğraf sentezleme gibi animasyonun temel noktalarında büyük gelişmeler sağladı. Animatörlerin her karede karakter hareketlerini tüm detaylarıyla kontrol edebilmesini sağlayan bu yazılımlar animasyona başka bir boyut kazandırdı. Dreamworks”ün bu alandaki diğer önemli çalışmaları; “Chicken Run” ve “Shrek”dir. Detaylara oldukça önem verilen filmde Shrek’in yüz mimikleri için en başarılı animatörler çalışmıştır.

Filmlerde, video kliplerde ve reklamlarda animasyon kullanımı, ülkemizde daha fazla insanın bu sanat türünü tanımasını ve sevmesini mümkün kılmaktadır. Ancak Türk animasyonunun diğer ülkelerle kıyaslanabilir olduğunu söylemek zor. Diğer ülkelerde animasyon çalışmaları her gün televizyonda yayınlanırken, ülkemizde sadece çocuklar hedef kitle olup, onlara göre yayın yapılmakta. Yani animasyon çalışmalarımız ağırlıklı olarak çocuklara yönelik. Ancak durum Avrupa’da böyle değil. Birçok Avrupa hükümetinin desteğiyle yerel ve evrensel değerlere dayalı eğitici animasyon filmleri üretilip, yaşlı çocuk denilmeden herkese sunuluyor. Bu konuda onları örnek almak, animasyonların sadece çocuklar için yapılmadığını anlamak için ilk adımlardan biri olacaktır.

Böylece bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bize destek olmak için beğenmeyi unutmayın.


Sizin Tepkiniz Nedir?

Üzgün Üzgün
2
Üzgün
Kızgın Kızgın
1
Kızgın
Hahaha Hahaha
13
Hahaha
Beğendim Beğendim
13
Beğendim
İnanılmaz İnanılmaz
11
İnanılmaz
Sevdim Sevdim
10
Sevdim
Beğenmedim Beğenmedim
8
Beğenmedim
AHALİ

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Yazı Formatı Seçiniz
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Video
Youtube and Vimeo Embeds